Her gidişin sonu hüsran diyor üstat. Oysa gelişlerin böyle
değildi be sevgili.
Senden önce bilmezdim, bilmezden gelirdim benim ihtiyarın
yerini.
Gelişlerin, bana varışlarındı ve hep kıştı.
Yalnız sen bilirsin nedenini; kış en sevdiğimdi. Yine acelem
vardı yetişmeye çalışıyordum ki!
HUYUNDU, en aksi zamanlarımda bulurdun beni.
Önce beni durdurdun sonra sırasıyla her şeyi; saati,
el âlemi, güneşi, nefesimi…
Sen bir kitaptın, sayfalarını açtın bana ben de oturdum
ezberledim; dertlerini, en sevdiğin yemeği,
Anneni, gözlerini, sadece pazartesi sabahları içtiğin acı
sütsüz kahveyi.
Yalnız sen bilirsin nedenini; sana hep iyi çalışırdım ben,
senden yüksek almak en sevdiğimdi. Kaçacak delik aradım önceleri, oysa daha
saklanmadan bilirdin, bulurdun kokumdan beni.
Az demedin; ben senim diye de bana kâr eder mi?
Ben aynı ben, laf dinlemez, lanet, aksi.
Sonra alıştım sana, beklenen kavgalar başladı; bir-iki.
Biz bittik artık.
Madem kalışlı değildi gelişlerin neyi bekledin be sevgili,
ben sana gitmeye hazırlanıyorsun;
Gideceksin demedim mi?
CONVERSATION