kendime çıkmaz bir yol / Mustafa Söğüt



usul usul kapanıyor gözlerim

gövdem usumla raks ediyor

kıvrımlarımdan benliğim akıyor geceye

ben ise suskun ve kederli

dinliyorum karanlığın şölenini

çünkü avucumda ondan kalma bir sızı

savuracak beni ürktüğüm yerlere.

 

(gece, çöken bir zihnin dalgalarında yitip gitmede; korku, yaylalarda adımı anmakla sessizleşiyor; mevsimler saçlarımı tararken, aynalar parçalanıp gidiyor âdeta.)

 

usul usul kapanıyor gözlerim,

sözlerim gemilerin provasında selam veriyor

bir adam esnediği için kaybediyor dudaklarını

bir kadın memelerini ulu orta gezdiriyor çocuklar için

sanki yolculuk karadan gökyüzüne

sanki ben, duyduğum düşün kollarındayım

ne çok hayıflansam da değişmiyor bu.

 

(gece, ağzımda acı bir tat gibi, merhem olması gereken kelimeler keskinleştikçe keskinleşiyor, dilimde siyah bir arzu, benimle alay edercesine oturmuş kalkmıyor ki ben kuş tutsam gövdemle yaranamam kimseye.)

 

usul usul kapanıyor gözlerim

sevgilim söndürüyor tüm ışıklarını hüznün

çocuklar köşelerinde körebe oynuyor

güneş kendini avlamakla meşgul

sahi onu soyduğumu kimse bilmesin,

darılır çehremde yeşeren her tüye

aldanır insanların kurulmuş her sözüne.

 

(gece, yinelenen bir heves gibi büyüyor durmadan, tekrar ettikçe kamçılıyor şehvetimi, bozulmuş midelerin hatırı döndürüyor temaşaları, kısılan gözler ayak diretiyor olana bitene, ben ise düzenden kopmuş bir hâlde sökülen lambalara üflüyorum, biliyorum ki cin çıkmadan dağılmayacak canım.)

 

işte, koynumda bir ağıt gibi beliren gece

yamyassı duran çiçeklerin naftalin kokusu

üstümde ağlaşan bulutlar ve paranoya

elimde yılların biriktirdiği kin ve haset

dökülmeli bir bir, dökülmeli toprağa

ki ben ekildiğim yerden fırtınamla gelirim

bilsin kim varsa.

 

Son / 2 Mayıs / 2019 / Ankara

Popüler Yayınlar