morgu dahi ısıtan bir sıcaklığın vardı senin, uzanıp yanıma fısıldayınca sevgi sözcüklerini bir kulağımdan girip, çıkmıyordu kalbimden… bilmezdik, piyano çalar gibi sevişemezdik belki, ama o dolma parmaklarınla org çalardın ya bana değme orkestralar taş çıkartamazdı, o tek kişilik korona… dolma parmaklar demişken elinden gelmeyen yoktu hani, her gelişinde sefer tasıyla yemek değil aşk taşırdın sanki bana… suyuna umut banardık, buharında ısınırdık… ısınmak sahi ısınmak, seninle birlikte gitti… giden her şeye rağmen, ümidim var dedirten, kadavrayı dirilten acemi bir neşter var elbet! şimdi ben, bekliyorum…
CONVERSATION