Divan Edebiyatında Bayram / Burak Çakır


Eski Türk Edebiyatı yahut yaygın söylemiyle Divan Edebiyatı sanıldığı kadar hayattan ve sosyal toplumdan kopuk değildi, şairler döneminin önemli olaylarına (savaş, doğal afetler v.b.) karşı kayıtsız kalmayarak eserlerinde bu konulara sıklıkla yer verirlerdi. Nitekim Ramazan ve Bayram gibi kavramlar da bu edebiyatın içerisinde yer bulmuş ve hatta yaygınlaşarak kendine ait bir tür oluşturmuştur;
 Iydiyye.


“Iyd” kelimesi Arapça kökenli bir kelime olup dilimize “Bayram” olarak çevrilir ve günümüzde bu tür “Bayramiyye” olarak da bilinir. Bayramın gelişi ve coşkusunu anlatan Bayramiyyeler kasidelerin içinde bir bölüm (teşbib/nesib) olarak yer alabileceği gibi ayrıca da kaleme alınabilir. Döneminde Ramazan bayramı için yazılan Bayramiyyelere “Iyd-i fıtr”, Kurban Bayramı için yazılan bayramiyelere “Iyd-i adhâ” denilmekteydi. Bununla birlikte Nevruz için yazılan şiirler (Nevruziyyeler) de Bayramiyye olarak kabul edilirdi.

Ramazan Bayramını anlatan Bayramiyyelerde (Iyd-i fıtr) hilalden, hilalin doğuşu ve oluşumundan, oruçtan, orucun sevgiliye etkilerinden, tiryakilerin ramazan süresince çektikleri sıkıntılardan, bayramın gelişinden, güzelliğinden ve bayram eğlencelerinden bahsedilirdi. Kurban Bayramını konu edinen Bayramiyyler (Iyd-i adhâ) ise camilerin dolmasını, fakirlerin ve yoksulların hatırlanmasını, yeni kıyafetler giyinmeyi ve bayram zamanında güzelleri anlatılırdı. Bunun dışında herhangi bir bayramı değil de “bayram” kavramı üzerine yazılan şiirler de mevcuttu. Bu şiirlerde mevsimine göre bayramlarda yapılması ve yapılmaması gereken kurallardan, el öpme, bahşiş, hediyeleşme gibi geleneklerden, bayram tasvirlerinden ve neşesinden söz edilirdi.


“Iyd-i kurbân erdi halkı yine şâdân eyledi
Gonca-leb dilberleri gül gibi handan eyledi”
Hayali



Özellikle 15. Yüzyılda hareketlenen ve 19. Yüzyıla kadar aktif bir şekilde yazılan Bayramiyyeler genellikle kasidelerin giriş bölümünde (Nesip/Teşbib) yer alır. Şair bu bölümde bayramdan, bayramın güzelliklerinden bahseder ve devamında bu güzelliği devlet yöneticilerinden birine (sultan, sadrazam, paşa v.b.) övgü ile sürdürür. Bayramın güzelliğini devlet büyüğünün gücüne ve kudretine bağlar, böylelikle bu devlet büyüğünden caize veya bayram harçlığı bekler. Bir kasideye bağlı olmadan, müstakil yazılan Bayramiyyeler; Giriş-Gelişme-Sonuç olarak da düşünebileceğimiz üç bölümden oluşur; Nesip/Teşbib-Methiye-Dua. Genellikle otuz-kırk beyit uzunluğunda yazılan Bayramiyyelerin istisnaları da mevcuttur. 

Şair Nedim’in İbrahim Paşa’ya yazdığı Bayramiyye “Iydıyye Der-Vasf-ı Sadr-ı a‘zam İbrâhîm Pâşâ” şiiri ile köşemizi noktalıyalım;

“Iydın mübârek olsun eyâ âsaf-ı cihân
Gelsin edeble pâyini bûs etsin âsmân

Tutsun cihânı debdebe-i tabl-ı haşmetin
Olsun felekde devlet ü câhın cihan cihân

Tebrîk eylemek sana ıydı mecâzdır
Sen ıyda ol mübârek eyâ Ca‘fer-i zamân

Teshîr edüp cihânı kul etdin kapında hep
İkbâl ü izz ü devlet ü câhı yegan yegân

Aldın o rütbe lutf u keremle cihanda nâm
Medhinde gayri söz bulamaz oldu şâ‘irân

Lutf u mürüvvet eyle biraz dahı bizlere
Mazmun bağışla bâri efendim amân amân”

2018

Popüler Yayınlar